YALITKANLARI  KAPLAMA
   
        Şimdi, metal kaplamanın başka bir alanı olan yalıtkanların kaplanması konusunu  ele alacağız. Bu konuyla bağlantılı olarak, yalıtkan yüzeyler üzerine iletken  metalik filmler kaplanması hakkında bazı ilgi çekici teknikler üzerinde de  duracağız. Bu tekniklerin bazıları o kadar geniş içerikli ve iyi  geliştirilmiştir ki, başlı başına özel bir ilgi alanıdır. Bu alanları daha  detaylı olarak incelemek isterseniz ders sonunda verilen kaynakçalardan  yararlanabilirsiniz. Burada asıl amacımız verilen filmleri başarılı biçimde,  gerektiği zaman, gerektiği yerlerde üretebilmenizi sağlayacak teknikler hakkında  yeterli altyapı bilgisini vermektir.
   
   
  YALITKANLAR NEDEN KAPLANIR?
   
       Derse  bu soru ile başlıyoruz çünkü plastik maddeleri kaplamanın ne gibi yararları  olduğunu merak etmiş olabilirsiniz. Bir takım avantajları vardır:
   
  1.     METALİ KORUMAYA  YARDIMCI OLUR.
   
       Bugün  malzemelerin, özellikle de metallerin, korunması çok önemlidir ve zaman geçtikçe  bu konu daha da önem kazanacaktır. Ne yazık ki doğal kaynaklar tükenmektedir.  Doğal kaynakları koruyan – ve aynı zamanda fiyatları aşağıda tutan – her şey çok  değerlidir.
   
  2.     YUMUŞAK  MALZEMENİN ÜZERİNDE SERT BİR YÜZEY OLUŞTURUR.
   
       Çoğu  durumda plastiğin hafif bir madde oluşu büyük bir avantaj sağlar. Yeni çeşitleri  daha güçlü, ve bazıları diğerlerine nazaran ısıya daha dayanıklıdır, ama  hepsinin de ortak özelliği sert olmayışlarıdır. Dolayısıyla plastik yüzeylerin  kaplanması iyi bir fikir gibi görünmektedir ve pek çok durumda öyledir. 
   
  3.     GÜZEL,METALİK  BİR GÖRÜNTÜ SAĞLAR 
   
       Pek  çok kereler gösterilmiştir ki parlak ya da satine görünümlü metalik yüzeyler  ürünün satılabilirliğini oldukca arttırmaktadır. İnsanlar metalin parlaklığından  hoşlanırlar. Bir şekilde parlaklık ürünü daha sağlam, daha güvenilir  göstermektedir. 
   
       Bu  üçü, plastik üzerine kaplama yapmak istenmesinin temel gerekçeleridir. Tabii ki  bunlardan başka sebepler de olabilir ancak hepsi de sonuçta bu üçü ile  ilişkilidir. 
   
   
  KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK SORUN
   
        Yalıtkanları kaplarken asıl meselenin ilk yapışkan metal kaplama tabakasının  elde edilmesi  olduğunu anlamak için âlim olmanıza gerek yoktur.
   
       Eğer  yalıtkan yüzey üzerinde iyi bir yapışkan metal tabakası ya da filmi elde  ettiyseniz gerisi gelir. Bir kere bu şekilde bir kaplama elde ettiğinizde cismi  o metalle veya  gerekli olan başka bir metalle kaplayabilirsiniz.
   
        Dikkat ettiyseniz  yapışma kelimesini vurguladım. Bu nokta önemli olup aşağıda açıklanacaktır.
   
   
  ADEZYON VE KOHEZYON
   
       Ders  1’deki BAĞ YAPMA konusunu hatırlıyor musunuz? Hafızanızı tazelerseniz şunu  hatırlayacaksınız: Metal atomlarını (iyonlarını) bir arada tutan bir tutkal  görevi gören elektron bulutu, bir metal parçasını oluşturan metal atomlarının  birbirleri ile bağ yapmasını sağlar.  
   
  Pozitif yüklü metal  atomlarının negatif yüklü “serbest” metal atomlarını çekmesi metalleri bir arada  tutan KOHEZYON kuvveti olarak adlandırılır. 
   
        Metalin içindeki her atom uniform bir elektron “bulutu” ile çevrelenmiştir. Ama  yüzeyde bu böyle değildir (Bkz: şekil 1). Burada metale farklı özellikler veren,  bağ yapma kapasitesine sahip metal atomları bulunmaktadır. Daha önceden öğrenmiş  olduğumuz enerji terimiyle ifade edecek olursak, metal yüzeyindeki atomlar  diğerlerine nazaran  daha yüksek serbest enerjiye sahiptir. Her zaman olduğu gibi doğa bu  enerjiyi düşürmeye çalışacaktır.
    
  
   
   
  Bunu yapmanın bir yolu, yüzey  alanının hacme oranını düşürmektir. Sıvı moleküllerinin hareket kaabiliyeti daha  yüksek olduğu için ve kolaylıkla akış oluşabildiğinden, sıvı en küçük yüzey  alanına sahip olacak şekli kendiliğinden alır. Ders 4’te de ele aldığımız üzere,  sıvı damlacıkları küre şeklini alırlar ve belli bir miktardaki madde en küçük  yüzey alanına sahip olur. Ancak metal atomları bu hareket kaabiliyetine sahip  değildirler ve bu yüzden onlar ne olursa olsun dış şekillerini korumak zorunda  kalırlar. 
   
  Bu serbest enerjiyi azaltmanın  bir diğer yolu da yüzeye bağlanacak başka atomlar ya da moleküller bulmaktır.  Örneğin, eğer çevrede bulunan gaz molekülleri, mesela oksijen molekülleri  yüzeydeki bağ yapmamış metal atomları tarafından çekilirse, serbest yüzey  enerjisini oldukça azaltan OKSİTLENME olayı meydana gelir. Ya da başka tip  moleküller zayıf bağlar yapacak ve yüzeye yapışacaklardır (Van Der Waals  bağları) ki bu da serbest yüzey enerjisini düşürecektir.
   
  Eğer metalin yüzeyi temizse ve  aynı tür metal atomları ile kaplanırsa, yüzey atomlarının bağ yapma istekleri  giderilir ve yapışkan görevini gören elektron bulutu kaplanmış tabakanın içinde  serbestçe hareket edebilir. Kaplama tabakasının yüzeye yapışma kuvveti ancak  metalin kendisine bağlanma kuvveti kadar olacaktır. Aslında teorik olarak, yeni  bağlanan metal atomları ve metal arasındaki bağ metalin herhangi bir yerindeki  bağ kadar sağlamdır. Bağ kuvveti orijinal metalin KOHEZYON kuvvetine eşittir  diyebiliriz.
   
       Eğer  yüzeye başka bir metal kaplanırsa aynı atomik kuvvetler yine iş başındadır ve  kaplama esas metale, en az esas metal atomlarının arasındaki bağ kuvveti kadar  bir kuvvetle bağlanır. Artık burada bahsedilen esas metal ile kaplama atomları  arasındaki KOHEZYON kuvveti değil, esas metal atomları arasındaki ADEZYON  kuvvetidir.
   
        BENZER ATOMLAR ARASINDAKİ ÇEKİM KUVVETLERİ KOHEZYON KUVVETLERİ OLARAK  ADLANDIRILIR. FARKLI ATOMLAR ARASINDA ÇEKİM KUVVETLERİ İSE ADEZYON KUVVETLERİ  OLARAK ADLANDIRILIR.  
   
       Şimdi  bir plastiğin yüzeyini ele alalım (biz burada yalıtkan olarak plastikleri  alacağız, burada öne sürülen düşünceler ufak düzeltmelerle tüm yalıtkanlar için  uygulanabilir). Bildiğiniz gibi plastikler organik moleküllerin (monomerlerin)  bir araya gelerek oluşturduğu uzun  molekül zincirlerinden (polimerlerden)  meydana gelir. Bu tek molekül zincirleri güçlü KOVALENT BAĞLAR  tarafından bir arada tutulurlar. Ayrıca zincirler birbirlerine iyonik bağlarla  ya da daha zayıf olan VAN DER WAALS BAĞLARI ile çapraz bağlanmış olabilirler.
   
        Burada akılda tutulması gereken şey, eğer serbest elektronlar mevcut ise çok  az sayıda olacağıdır. Başka bir ifadeyle, tüm elektronlar kovalent ya da iyonik bağlarla  bağlanmışlardır.
   
       Şimdi  plastik bir malzemenin yüzeyine ince bir metal tabakası kaplamayı denediğinizde  neler olacağını göreceksiniz. İlk oluşan metal atomları tabakası kesinlikle  yapışmayacaktır çünkü onların yapışmasını sağlayacak “elektron bulutu” yoktur.
   
       Metal  atomları elektronlarını paylaşacak farklı atomlar ya da moleküller aramaya  başlarlar. Plastiğin normal yüzey atomları veya moleküllerinin paylaşacakları ya  da ayıracakları elektronları yoktur, çünkü hepsi kovalent ya da iyonik bağlarla  bağlanmışlardır. Bu durumda yüzeye yapışma olmaz. 
   
       Neyse  ki – pek iyi bir yöntem olmasa da- bu problemi çözmenin bir yolu vardır. VAN DER  WAALS BAĞ KUVVETLERİ. Yüzey elektronlarının bağlı olup olmaması önemli değildir,  bu bağ kuvvetleri yüzeyde her zaman mevcuttur ve böylece temiz bir  plastik yüzeye zayıf ve ince bir metal tabakası kaplamak mümkün olacaktır.  Burada altı çizilmesi gereken temiz kelimesidir, çünkü Van Der Waals kuvvetleri  bağ yapmaya başlamak için nispeten zayıftır. Bu nedenle plastik yüzey üzerinde  çok ince bir yağ, gres tabakası ya da küf bırakan bir mekanizma varsa hiç  yapışma olmaz. 
    
        Metalik bağ ile elde edilen bir yapışma gücünü Van Der Waals bağı ile elde  edilenle kıyaslamak ilginç olacaktır. Metalik bağ: 50.000 psi. Van Der Waals  bağı: 50 psi! Bu karşılaştırma doğal olarak yaklaşık değerler üzerindendir ama  yine de size durum hakkında bir fikir verecektir. Van Der Waals bağı metalik bir  bağ ile karşılaştırıldığında gerçekten çok düşük bir güce sahiptir, ama yine de  pek çok plastik kaplama uygulamasında bu güç yeterli olacaktır. Bazılarında ise  fayda sağlamaz ve bu nedenle o ilk metal tabakasını daha güçlü biçimde  yapıştırmanın yollarını aramamız gerekir. 
   
  Bunu şu üç şekilde yapmak  mümkündür:
   
  1.     Bir şekilde  yüzeydeki kovalent bağları kopararak onları elektronlarını paylaşmaya ya da  vermeye istekli hale getirin. Buna KİMYASAL BAĞ YAKLAŞIMI denir.
    
  2.     Plastik yüzeyi  olabildiğince temiz hale getirin ve Van Der Waals bağlarının etkili olmasını  bekleyin. Yukarıda genel olarak, pek çok örnekte görülen 50 psi değeri  verilmiştir ama şartlara bağlı olarak bazı durumlarda bu değer 500 psi’ye kadar  yükselebilmektedir. Buna FİZİKSEL (ya da FİZİKO-KİMYASAL) BAĞ YAKLAŞIMI denir.  (Şekil 2’ye bakınız). 
    
  3.     Plastiğin  yüzeyini pürüzlü hale getirin ve kalitesini düşürün. Böylece ilk birkaç  tabakadaki metal atomları ve arkadan gelenler yüzeye mekanik olarak tutunurlar,  bu tıpkı bir dişe dolgu yapmaya benzer. Buna MEKANİK BAĞ YAKLAŞIMI denir.  
   
       Çoğu  durumda bağ oluşumunun başlaması, bu üç yoldan iki ya da üçünün birlikte  kullanılması halinde olur. 
   
        Kaplamanın kimyasal bağların oluşumu ile başladığı bazı durumlar olmakla  birlikte, esasında çoğu durumda fiziksel ve mekanik bağların kaplamayı  başlattığı ve iyi yapışma sağlayan, daha iyi kaplama yöntemleri olduğu  görülmüştür. Örneğin, elektron mikroskobu ile yapılan incelemelerde kalitenin  düşürülmesi ile oluşturulan mikro-oyukların, ilk metal kaplama tabakasını  oluşturmada faydalı olduğu görülmüştür. 
   
   
  
   
  Şekil 2. Fiziko-Kimyasal Bağ
   
        Yalıtkanları kaplamadaki en temel problemin ne olduğunu anladığınıza göre  yalıtkanları kaplamanın nedenlerini, nerede plastik yüzeylerin kullanıldığını ve  plastik yüzeylerin nasıl daha iyi kaplanacağını göreceksiniz – artık satıcıların  iddialarını anlayabilecek bilgi birikimine sahipsiniz.
   
       Bu  noktada yalıtkan bir yüzeye ilk metal tabakasının nasıl çökeltilebileceğini  konuşacağız ve gerekli yüzey hazırlama tekniklerini sonraya bırakacağız.
   
  
  İLK METAL TABAKASI
   
       Çok  önemli olan ilk tabaka metal atomları farklı yollarla yüzeye çökeltilebilir.
   
  1.     Metal atomlarını  GAZ HALDEN çökeltebilirsiniz. Bunu yapabilmek için farklı birkaç yol vardır:
   
  (a)         METAL  BUHARLAŞTIRMA (VAKUM KAPLAMA)
  (b)         METAL PÜSKÜRTME  (İYON KAPLAMA)
  (c)         TERMAL VE  KATALİTİK ÇÖZÜNDÜRME
   
  2.     Metal atomlarını  SIVI HALDEN çökeltebilirsiniz. Bunu yapabilmek için sadece bir yol vardır:
   
  (a)         ELEKTROLİZ  KAPLAMA
   
  3.     Metal atomlarını  KATI HALDEN çökeltebilirsiniz. Bu üç değişik yolla yapılabilir:
   
  (a)         İnce-düzgün  bölünmüş metal fırça ile kaplanabilir
  (b)             “           “       “   daldırılarak    “
  (c)             “           “       “   püskürtülerek  “
   
   
        Gördüğünüz gibi fazlaca seçenek vardır. Bazı yöntemler diğerlerinden daha iyidir  ve bazı metotlar elektro kaplama için başlangıç niteliğinde değildir.
   
        Konuya GAZ HALDEN çökeltme yöntemleri ile başlayacağız.