PARLATICI ve EKLENEN KİMYASALLARIN KONTROLÜ NASIL YAPILIR?

PARLATICI ve EKLENEN KİMYASALLARIN KONTROLÜ

Kaplama banyosundaki parlatıcılar arayüzeylerde ve atomik düzenlemenin bu moleküllerin bağlanmasına uygun olduğu diğer yerlerde emilirler. Genellikle karmaşık yapıda organik moleküller oldukları için kimyasal olarak test edilmeleri zordur. Testlerden biri uygun olsa dahi uzun zaman alabilir veya kaplamacının kontrol etmesi çok zor olabilir. Tek istisnası, tescilli bir kimyasal kullanılmış ise üretici firma size özel bir kimyasal veya fiziksel kontrol yöntemi önerebilir. Bu nedenle uygulamada kullanılan genel kontrol yöntemi kaplamanın göz ile kontrol edilmesi ve Hull Cell veya Slot Cell testleriyle desteklenmesidir.

Burada esas dikkat edilecek husus kaplama banyosunda bu tip malzemenin aşırı miktarda kullanılması kötü yönde etki edeceğinden bundan kaçınmaktır. Bu nedenle bu kimyasalların kontrolü işinde banyodan eksildikçe tamamlanması önemli bir yer tutar. Bir kaplama banyosundaki parlatıcının aşağıdaki üç durumda eksildiğini aklınızdan çıkarmayın.

1. Parlatıcılar emilim yoluyla tüketilirler.

2. Parlatıcılar banyodan çıkarılan kaplanmış malzemenin üzerinde kalırlar.

3. Parlatıcılar ayrışarak tüketilirler.

İlki banyonun çalışması nedeniyle meydana gelen masraftır. İkinci ve üçüncü ise para kaybına ve arızaya neden olabilir. Ne yazık ki son ikisinden kaçınmak mümkün değildir. Bununla birlikte kaplama banyosuna aynı tipte parlatıcı veya diğer kimyasallardan ilave edilerek yeniden doldurulması sağlanır.

Kaplamanın yüzeyi tarafından emilen, kaplamanın içerdiği parlatıcı miktarı esasen difüzyona bağlıdır. Difüzyonu artıracak etkiye sahip herhangi bir şey (karıştırma, sıcaklığın artması) kaplamanın üzerinde daha fazla parlatıcı bulunmasına neden olur.

Kaplama banyosuna kazara çok fazla parlatıcı katmışsanız bu özellik sayesinde banyodan elde ettiğiniz kaplamada iyileştirme yapabilirsiniz. Kaplama banyosunun sıcaklığı düşürmeyi ve karıştırmayı azaltmayı deneyebilirsiniz. Bunu sağladığınızda elde ettiğiniz kaplama sonucu daha önceki kadar kötü olmayacaktır. Artık böyle bir durumda neler yapabileceğinizi biliyorsunuz.

Eğer kazara gerekli olandan çok daha fazla parlatıcı katmışsanız bu fazla miktarı gidermelisiniz. Bunu yapmanın en iyi yollarından biri banyoyu düşük akım yoğunluğunda, emniyetli şekilde ulaşabileceğiniz en yüksek sıcaklıkta ve elde edebileceğiniz en yüksek karıştırmada çalıştırmaktır. Bu şekilde metal israfına neden olmadan fazlalığı giderebilirsiniz. Böylece aktif karbon yöntemi ile tüm organiklerin giderilmesi gerekliliğinden kurtulmuş olursunuz.

Parlatıcının kaplanan malzeme üzerinde kalarak eksilmesine gelirsek, bunu önlemenin bir yolu yoktur fakat, kaplanan malzemenin üzerinde kalan banyo sıvısı miktarını azaltarak en aza indirilebilir. Bu bir başka dersin konusudur. Bu noktada şimdilik banyoya parlatıcı ilavesi ile engellenmesi üzerinde düşünülmelidir.

Kimyasal veya elektrokimyasal ayrışma nedeniyle bir miktar parlatıcının tüketilmesi de, eğer mükemmel bir parlatıcıya sahip değilseniz neredeyse engellenemez bir durumdur. Bozuk kaplama banyoya zarar vermedikçe fazla bir önemi yoktur. Bozuk kaplamanın banyoya verdiği zarar yavaş yavaş tehlikeli bir noktaya ulaşır ve büyük bir sorun haline gelir - banyoda istenmeyen maddelerin kontrol edilmesi gerekir. Bu husus bir sonraki bölümde ele alınacaktır.

Parlatıcı miktarının kontrolü için muhtemelen en iyi fikir, banyodan eksilen parlatıcının yerine konacak miktar ile banyodan geçen Coulomb veya amper-saat miktarı arasında bir bağlantı kurmaktır. Kullanılan coulomb ile kaplanan yüzey alanı, akım yoğunluğu ve çalışma süresi birbiri ile doğrudan ilgili olduğu için bu oldukça mantıklıdır. Kaplama banyosunun sıcaklığının ve karıştırmanın uygun şekilde sabit tutulduğunu varsayarsak, Şekil 21’ de gösterildiği gibi aradaki amper-saat ile eksilen parlatıcı miktarı arasındaki doğrusal ilişkiden dolayı, edinmiş olduğunuz deneyimlerden veya kimyasal test yaparak (pahalıdır fakat buna değer) banyoyu durdurup ya da çalışır halde iken parlatıcı ilave edebilirsiniz. Aradaki ilişki kabaca

R = M x Q

şeklinde ifade edilebilir. Burada R gerekli olan parlatıcı miktarı, Q coulomb veya amper-saat miktarı, M ise coulomb (veya amper-saat) başına tüketilen yaklaşık parlatıcı miktarını (gram veya ons) gösteren sabittir. M’ nin büyüklüğü tecrübe ile veya deney ile tanımlanabilir. Sabit kalması istenmekle birlikte bazen çok küçük değişiklikler olabilir. Bununla birlikte daha hassas bir teknikle yapılması iyi olur.

Banyoya parlatıcı ilavesinin ne sıklıkla yapılacağı konusuna gelince, en iyi yöntem bunun sürekli ve otomatik olarak yapılmasıdır. Amper-saat metreden veya diğer bir ölçü aletinden aldığı değerlere göre banyoya parlatıcı ekleyen otomatik cihazlar imal eden firmalardan bu cihazları temin edebilirsiniz. Eğer eklemeleri el ile yapmanız gerekiyorsa bu yöntemi kullanmayın. İlaveler optimum (en uygun) konsantrasyonda %5’ ten fazla sapma olmayacak şekilde yapılmalıdır. Böylece keskin yükselmeler ve düşüşler önlenmiş olur.

El ile parlatıcı ilavelerinde meydana gelen keskin dalgalanmalar Şekil 21’ deki ikinci grafikte gösterilmiştir. Daha sık aralıklarla ilave yapılarak daha düz ve yumuşak bir şekle getirilebilir. Böylece düşey koordinatlardaki değişim (parlatıcı konsantrasyonunun değişimi) daha küçük olacak ve ideal değere yavaşça yaklaşacaktır (üst ve alt limitlerin ortasındaki çizgi).

Şimdi en zor kısma, yani üzerinde en fazla düşünmeniz gereken kısma geldik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder